PARKİNSON HASTALIĞI NEDİR?
Parkinson hastalığı insan beyninde dopamin adı verilen ve hareketlerin kontrolünden sorumlu bölgelerin düzenli çalışmasını sağlayan hücrelerin azalmasıyla ortaya çıkar. Dopamin kimyasalı üreten bu hücreler, beyin yönetimindeki kontrol mekanizmasının sağlandığı kısımlarda yoğun olarak bulunur. Dopamin hücrelerinin hızlı bir şekilde azalması ve beyin tarafından üretilen dopaminde düşüş yaşanması Parkinson hastalığına yol açar. Substansiya Nigra adı verilen ve hareket kontrolümüzü sağlayan bu bölgelerde üretilen dopamin hareketlerimizin tutarlı ve olağan çalışmasını sağlar. Hastalığın en büyük belirtileri belirli bir ritme sahip olmayan, tutarsız ve kontrolsüz hareketler ve titremedir. Genetik olarak aile bireylerinin birinde hastalık görülmesi anne, baba veya çocuklarda görülme oranını artırır. Genetik faktörlerle ortaya çıkan Parkinson, genellikle genç yaşlarda uyku bozukluğu, koku duyusunda azalma ve kabızlık gibi öncül belirtiler gösterir.
Parkinson’un Belirtileri Nelerdir?
- Evre:Belirtiler çok seyrektir. Sadece hasta yakınlarınca dikkat edildiğinde gözlemlenen belirli bir uzuvda oluşan titremeler, mimik ve konuşma bozuklukları görülür.
- Evre:Duruş, yürüyüş ve mimikler belirginleşmiştir. Toplum tarafından fark edilir durumdadır.
- Evre:Orta dereceli bu evrede düşme, denge kayıpları ve hareketlerde yavaşlama söz konusudur.
- Evre: Tam bağımlı olarak yardım olmadan hayatlarına devam edemezler. Titreme diğer evrelere göre seyrek olsa da hareketler aşırı derecede katı ve yavaştır.
- Evre:En şiddetli evredir. Artık hasta tekerlekli sandalyeye mahkûmdur. Bakıma ihtiyaç duyar.
Parkinson’un Tedavisi
Temel olarak beyindeki dopamin hücrelerinin kaybedilmesi ile başlayan Parkinson hastalığı bu bağlamda hücre kayıpları sonucu ortaya çıkan hastalıklar arasında tedaviye en olumlu yanıt veren hastalıklardan birisidir. Tedavi sürecinde hastanın sürekli olarak doktor kontrolünde olması ve tıbbi tetkiklerinin düzenli yapılması ve reaksiyonların izlenmesi gerekmektedir. Çünkü Parkinson diğer hastalıklara nazaran çok yavaş ilerleyen bir hastalıktır ve sürekli gözetimde olması tedavinin başarısıyla doğrudan ilintilidir. Parkinson hastalığını erken teşhis ve tedavi etmek hayati öneme sahiptir. Belirtiler fark edilir edilmez ilk iş olarak bir nöroloji uzmanına başvurulması gerekmektedir. Nöroloji uzmanı, erken dönemde fark edebileceği Parkinson hastalığının seyrini yavaşlatmak için derhal uygun tedaviye başlayacaktır. Hastanın durumuna ve hastalığın seviyesine göre çeşitli tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Tedavi sürecinde öncelikle hastanın kendi hayatına devam edebilmesi hedeflenir. Dopamin üreten hücrelerin işlevini sağlayacak ilaçlar ile dengeleme sağlanmaya çalışılır. Etkili ilaçlar ve doğru hastaya uygulanan beyin pili cerrahisi ile tedavi edilebilen bir hastalık olan Parkinson’da, fizik tedavi ve rehabilitasyon sürecinin etkisi de tartışılmazdır.
Parkinson Hastalığında Fizik Tedavi Neden Önemlidir?
Parkinson hastalarının tedavilerinde ilaç tedavisine ek olarak egzersizler önemli yer kaplar. Egzersizler hem hastanın hareket kabiliyetini canlı tutması hem de hastanın kaslarının çalıştırması açısından oldukça önemlidir. Ayrıca hastaların kendilerini iyi hissetmelerini sağlar ve psikolojik açıdan faydası vardır.
Parkinson hastalığının ilk evrelerinde hareket kabiliyeti henüz kaybedilmediği için egzersizler hastanın cesaretlenmesini sağlar. Egzersizler dopamin üretimini etkiler ve artırır, bu da hastanın hareket kabiliyetlerinin arttırılmasında önemli rol oynar. Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı hastalığın derecesine ve kişinin durumuna göre onu yormayacak aksine hareketlendirecek bir egzersiz planlaması yapar. Bu egzersizlerle konuşma bozukluklarının düzeltilmesi, yürüyüş, vb. gibi hastanın günlük hayatını rahatça idame ettirebileceği hareketlerin geliştirilmesi ve hastanın yaşam kalitesinin artırılması amaçlanır.